"Değişimi yakalayan ülkeler gelişmenin sürükleyicisi olacaklar"
Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanı Naci Ağbal, Kırıkkale Üniversitesi’nde öğrencilerle bir araya geldi.
Ağbal, burada “Global Yeni Trendler: Fırsatlar ve Riskler” konulu konferansta konuştu.
Ağbal, konuşmasında dünyanın hızla değiştiğini belirterek, “Bunu yakalamaktan, bunu kavramaktan bu dinamiklerin en iyi şekilde kendi lehine dönüştürmekten başka çaremiz yok.” diye konuştu.
Ağbal şunları söyledi:
“Önümüzde çok daha hızla değişecek, çok daha hızla dönüşecek, değerlerin değiştiği, üretim yapılarının değiştiği, sosyal ağların değiştiği, bildiğimiz siyasi sınırların yanında olağan üstü bir şekilde yeni global şehirlerin ön plana çıktığı, bir yeni dünya düzenine giriyoruz. 21. yüzyılın başındayız. 20. yüzyılın başı nasıl olağan üstü bir şekilde dünyada bir yüzyıl sürecek dünya düzeni kurulduysa 21. yüzyılın başında da meydana gelen gelişmeler, 21. yüzyıl için olduğu 100 yılda olağan üstü bir değişme ve gelişime götürüyor. Bunu yakalamaktan, bunu kavramaktan, bu dinamiklerin en iyi şekilde kendi lehine dönüştürmekten başka çaremiz yok. Değişimi yakalayan toplumlar ve ülkeler gelişmenin sürükleyicisi olacaklar. Ama değişime direnen, değişimin mantalitesini kavramayan ülkeler ise birinci ligden belki ikinci lige kayacaklar. Yeni bir yüzyılın eşiğindeyiz. Yükselen ekonomiler var. Düşen ekonomiler var. Yerleri birbirine kaybettiren ekonomiler var. Dolayısıyla güç dengesi değişiyor. Biz burada nerede olacağız.”
İleriki yıllarda nüfus değişiminde Afrika’nın kazanan kıta olacağını ileri süren Ağbal, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Önümüzdeki süreçte 2050 yılına geldiğinde 2015-2050 yılı arasındaki bu nüfus değişiminde en fazla kazanan kıtanın Afrika. Nüfusu 2050’ye geldiğinde yüzde 109 oranında artacak. Kaybeden Avrupa. Avrupa nüfusu önümüzdeki süreçte 2050’ye geldiğinde 2015’e göre yüzde 4 azalacak. Buradan özellikle Asya Pasifik Bölgesi, aşağıda Güney Afrika Bölgesinin nüfus artışının hızlı olduğu bölgeler olacak. Bunun ekonomik üzerinde verimlilik üzerinde etkileri var. 2050 yılına geldiğinde dünya nüfusunun 4’de 1’i Afrika’da yaşıyor olacak. Bunu doğuran temek etken ne? İki tane temel faktör var. Doğurganlık oranlarındaki değişim ve yaşam beklentisindeki artış. Ekonomik refah artışı, kişi başına milli gelir artışı, sağlık ve tedavi hizmetlerindeki gelişim, sağlıktaki teknolojik gelişim, sağlığa erişim insanların yaşama beklentisini arttırıyor.”